Diken dala, dal yaprağa, yaprak goncaya hayran! Dal dikensiz, yaprak dalsız, gonca yapraksız olmaz! Nefis can'a, can bedene, bedense ruha hayran! Can nefissiz, beden cansız, ruhsa bedensiz olmaz.!

“KUL”LUK!

Her insanın Cenabı Hak ile yakınlığını ifade edecek bir hali olsa gerek.
Bunun başında insani sıfatlar gelir.
İnsani vasıflar… Öncelikle İslami bir hayat. İnandığımızı söylediğimiz inancımızla, yaptığımız fiillerimizi, kendi dünyamızda ayıklamamız gerekiyor.
“ Hiç bir bahane hakiki maksadın önüne perde olamaz ”
Din aspirin değildir. Lazım olduğunda kullanamazsın. Din bir hayat tarzıdır, kullanırken renklendirebilirsin, kokulandırabilirsin ama onun kuralları dışına çıkamazsın. İmanın gereği budur. Yani “bana göre” bir anlayış dinde söz konusu olamaz! Bana göre diyemezsin.
Din Allah katındadır ve İslam’dır. Bunun haricinde bir ifade, kişinin ancak Nefsinin hoş görmesi için kullanılır ki haramdır. Küfre sokar! Din Allah’a göredir. Allah’a göre olmayan din batıldır. Dinin bütün halini, hayatını,1430 yıldır âlimler en ince noktasına göre hazırlayıp ortaya koydular… “Allahın koyduğu kurallara bahane bulmaya kalkan, muhatap olarak karşısında ALLAH’I bulur!”
Dolayısıyla bahane bulmaktansa kendi acziyetini ikrar ederek, zayıflığını ikrar ederek, kişinin tövbekâr olması, onun için çok daha hayırlıdır, çok daha kârlıdır.
Yoksa İnsanoğlu kendince öyle bahaneler üretir ki, işte bu terör örgütlerinin yaptığı gibi cinayeti meşru yapar. Veya Hiç kulluk yapmaksızın kendini kul olarak göstermeye çalışır.
Eğer bizler iman ettik iddiasıyla Cenabı Hakka bir yakin bulduğumuzu söyleyebiliyorsak, bu yakinliğin ancak Cenabı Hakka kulluk etmekle mümkün olabileceğini bilmemiz gerekir.
Nedir Allaha Kul olmak?
Kulluğu kabul ederek, Allahın kullarından talep ettiğini verebilmektir. Bir hizmetkâr düşünün ki eve geliyor, senin hizmetindeyim emrindeyim diyor. Cam sil diyorsun, yerleri siliyor, onu yap diyorsun ya yapmıyor ya da başka şeylerle meşgul… Bir gün evde bekletmezsin onu, gönderirsin.
Biz, Cenabı Hakkın bizden beklediği hizmeti ne kadar yapıyoruz? Kovmuyor bizi, demiyor ki sizi kulluğumdan attım. “Tövbe” edin öyle gelin, diyor. Hata yaptım, bir kere hata yaptım deyin, diyor. Tövbekâr olun gelin, diyor.
MERHAMET SAHİBİ RAHMAN VE RAHİM!
Öyle yumuşak ki kullara davranışı, hele Ümmet-i Muhammed e… Eğer önceki ümmetlerden herhangi birine inen bela ile bu ümmeti tehdit etmiş olsaydı, kimsenin kımıldayacak hali kalmazdı, bizler şımarıklıktan böyle davranıyoruz.
Cenabı Hakkın rahmet ve merhametine kişi inandığı andan itibaren, kulluk kapısından ayrılmadı mı ferah eder! Geri dönüp baktığında bu dünyada ne çok boş şeyle uğraştığını görüyorsa şimdiden, işte ahret hayatına adım attığında, dünya hayatında ne kadar boş şey için ömür tükettiğini, canının sıkıldığını görüp hayıflanacak. Tüh bana! Yazıklar olsun! Neydi diyecek bu taleplerin? Neden diyecek, böyle saltanat varken, güzellik varken,hakiki varlık âlemi varken, üç günlük tükenecek dünya hayatında ihtirasın ne içindi diyecek kendi kendisine!
“Hiçbir şey insanın bildiği kadar değildir”
20.yüzyılın en büyük zararı; materyalist düşüncenin, insanların imanına verdiği zarar!
21.yy da Cenabı Hak öyle sebepler halk etti ki, insanlar çaresizce “Allah” demeye sevk edildi. Müminlere düşen vazife yaşayamadıklarını yaşamaya, yaşadıklarını ise etrafındakilere sevdirmeye gayret etmek.
Yemek tabağına bakmakla doyulmaz. Yemek gerekir. “ İman ettim ” dedikten sonra, Rabbin emir ve yasaklarına tabi olmak gerekir. Cenabı Hak kulları kulluk etsin istiyor ve bunun içinde zorluyor.
Dünya kaynıyor. Ama bu kazanın altında yanan ateş hiç kimsenin malı değil. Yaratanın “Allah” olduğunu “kul” bildiği halde inkâr ediyor. “Onlar inandık derler, onların söyledikleri, gırtlaklarından ileri gitmez” der, Kuran-ı Kerim’in ifadesiyle.
Yapılması gereken, namaz kılmak, gönül hanemizi temizlemek! İman sahibinin ihtirası sadece ibadetinedir.
Asıl olan şey kayıtsız şartsız kulluk! Hiçbir şarta bağlı olmaksızın kulluk!
Ya Rabbi, Sen Allah’ımızsın, bizler senin kullarınız, benim söyleyecek sözüm yok ya Rabbi!
Ey ALLAH ‘ın kulu, Samimi ol yeter!
Cenabı Hak bizi bu konuda muvaffak kılsın. Âmin.


Salih İstanbuli(İslamboli)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder