Diken dala, dal yaprağa, yaprak goncaya hayran! Dal dikensiz, yaprak dalsız, gonca yapraksız olmaz! Nefis can'a, can bedene, bedense ruha hayran! Can nefissiz, beden cansız, ruhsa bedensiz olmaz.!

DİKEN GÜLDE GÜZELDİR!


Bir goncayı koysalar bir saksı içinde
Bin bülbül gelse öter aşkı içinde
Ne goncaya noksan nede bülbüle var
Bir gonca yeter bin bülbüle yar.
Her nağmeye uygun bir dili vardır
Her bahçenin elbet bir gülü vardır
Yetmez güle âşık bir nice feryat
Aşığa lazım olan bir sadık yardır.


Âşık olmak hoştur amma sadık olmak başkadır…
Aşığa bir gül yeter, hovardaya bir bahçe yetmez. Sadık olana gül yeter, sadığın gülü gönlündedir. O saklar, aman göz değmesin, aman incinmesin.


“Gülüm! Dediğinde dikenlerini saklayacak biri var mıdır acaba?”
Muhatabına gülüm dediğinde, dikenlerini saklayacak biri var mıdır acaba? Diken, gülde güzeldir. Gülün goncasını çıkartıp sapını dikenleriyle beraber alın desem kimse ona talip olmaz. Üzerine bir gonca koyduğun zaman kabul eder onu. Marifet orda. O diken dolu dala gonca kondurabilmek marifet. Goncanın altına diken koyamazsın. Diken dolu dala gonca koyabilmek marifet!
Her insan diken dolu daldır. Marifet ona goncayı açtırmakta. Gonca olmadıktan sonra kimse diken tarafına bakmaz. Üzerinde bir tek gonca olsa, hele birde bir parça rayihası, kokusu varsa görende gelir, duyanda gelir. Halbuki dikendir..İnsan işte bu!


İnsanın her tarafı dikende olsa, güzel görünüp güzel kokmayı becerebilirse… Güzel kokuyu güzel ahlakla değerlendirebilirsin. İnsan fıtratında çirkinlikleri örten şey güzel ahlaktır. Ahlakın güzelliği bütün çirkinlikleri örtmeye kâfidir. Yüzü güzelin hatırına kırk günde doyulur, huyu güzelin hatırına kırk yılda doyulmaz!


Ahlak güzelliği!
Aşk’ın, İlahi Aşkın manasını anlamak için Cenabı Peygamberimiz (s.a.v) e bakmak lazım.
Çünkü “ aşk” bir “ahlâktır”.
Onun ahlâkının tamamı kıyamete kadar, insanlar için ferahlık kaynağı olacak! Bu gün insanın buna ihtiyacı var! Yaşayanlarda, yaşamaya gayret edenlerden görecekler…


“ Derdi aşka müptela olana eylemez çare tabip
Dermanı yardadır, olursa vuslat nasip
Ne bilsin ağyar olan ehli harabat halinden
Virane ona meçhul o viraneye garip
Geceler saklar halini meftunu Leyla olanın
Gönülde gölgeler, dilde nağmeler garip
Bin secde eylesen de tahtına canın ile
Canını vermeden kıldığın secdeler garip
Aşığa lazım olan aşk ile rüyeti yardır
Yusuf’u faş eden aşkıyla Züleyha’dır
Ne Yusuf’ta derman ne Züleyha da imkân
Tabip hazık olsa da dermanı cana garip
Salih’a düşünce kuyine şu çarkı sevdanın
Eyledin davasını bir nice yalan hülyanın
Çekmeden kahrını bu divane dünyanın
Var garip, yok garip, akıbet garip.”

Allah’ımız bizi Salihlerden, Salihalardan, sadıklardan eylesin. Cenabı Peygamberimizin ahlâkı ile ahlâklanmayı nasip etsin. Akıbetimizi hayır etsin. Âmin.


Salih İstanbuli(İslamboli) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder