Diken dala, dal yaprağa, yaprak goncaya hayran! Dal dikensiz, yaprak dalsız, gonca yapraksız olmaz! Nefis can'a, can bedene, bedense ruha hayran! Can nefissiz, beden cansız, ruhsa bedensiz olmaz.!

DUA

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
BİSMİLLAH İLE BAŞLANAN HER SÖZ KIYMETLİDİR, BİSMİLLAHSIZ HER İŞ GÜDÜKTÜR.

Dua nedir? Nedir duanızdaki talebiniz?
Doğru sözler doğru anahtarlar gibidir, bin tane anahtarı yan yana koysanız, o anahtarın içerisinde sizin kilidinize uyacak seviyede, o noktada doğru anahtarı bulamasanız o kapıyı açamazsınız. Ne lazım? O sizin kilidinize uygun anahtarı bulup kullanmak lazım! Bu hayat kapısının kilidini açacak olanda doğru duadır.
Daha konuşamayan bir çocuğun annesine ihtiyacını ifade şekli duadır. O saftır, temizdir, sadece ihtiyacını anlatmaktadır, işte o zaman dua asla geri dönmez. Çünkü o çocuk samimidir. Gerçekten muhtaçtır, gerçekten kendini ifade etmeye muhtaçtır. Bizler, “aman zaten olmayacak” gibi bin türlü vehimlerle dua ediyoruz da, dua’nın kabulüne bile imkân bırakmıyoruz. Daha dua ederken bile baştan kendimiz şüpheyle dua ediyoruz, kendin başta “olmayacak” diyerek reddettiğin duanın kabulünü nasıl beklersin.
Duanın kabul olmasını istiyorsan, samimi ol! Vesile kıl!
Gelin aşağıda yazılı olan evliyanın büyüklerinden, pir, sultan Muhyiddin Arabî hazretlerinin duasıyla dua edelim. Umalım ki bizim de dua kapılarımızın açılmasına vesile olur.
Muhyiddin  Arabi H.z in duası..
Rabbimiz! Unutursak… Bizi sorumlu tutma…” sana verdiğimiz sözü unutursak “ veya hataya düşersek…” senden başkasına yönelik olarak amel işlemek gibi bir hataya düşersek, senden ayrılmaya yaklaşırsak, senden perdelenirsek bizi sorumlu tutma. Çünkü bizler uzak düşmüş garipleriz, sana verdiğimiz sözün üzerinden uzun zaman geçti. Senden uzak diyarlara sefere çıktık. Türlü belalar içinde karanlıklarda sınavlardan geçmekteyiz. Senin huzurunda bir değerimiz ya da miktarımız yoktur ki bizi günahlarımızdan dolayı sorumlu tutasın.
”Ey Rabbimiz! …bize ağır yük yükleme.” Zatımız, sıfatlarımız ve fiillerimiz ile ilgili olarak bize ağır yük yükleyip bizi yerimizde hapsetme, senden uzaklarda bırakma. Çünkü bundan daha ağır bir şey olmaz. “Bizden öncekilere yüklediğin gibi…” Fiil zahirleriyle veya sıfat batınlarıyla perdelenenlere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme.
“Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme.” ...Ayrılık ağırlığı, vuslatından yoksunluk, celalin perdesiyle cemalinin müşahedesinden mahrumluk gibi kaldıramayacağımız yükler de omuzlarımıza bindirme. “Bizi affet.” Fiillerimizin ve sıfatlarımızın kötülüklerini affet, Çünkü bunların tümü bizi senden perdeleyen kötülüklerdir, Affının ve hoşnutluğunun lezzetinin geri çevrilmesi suretiyle bizim mahrum kalmamıza neden olmuşlardır. “Bizi bağışla…” varlıklarımızın günahlarını bağışla, Çünkü bu büyük günahların en büyüğüdür.
Ey Rabbimiz; “Bize acı…” fena sonrası bahşedilmiş varlık vererek bize acı. “Sen bizim Mevla’mızsın.” yardımcımızsın, işlerimizin idaresi senin elindedir. “Bize yardım et.” Çünkü işlerinin idaresini üstlenen velinin, velayet ettiğine yardım etmesi bir haktır. Ya da sen bizim efendimizsin. Bir efendinin kölesine yardım etmesi haktır. “Kâfirler topluluğuna karşı…” sürekli kötülükleri emreden nefislerimizin kuvvetlerinden, şeytanların askerleri konumundaki vehimlerimizden ve hayallerimizden oluşan ve senden perdelendikleri için bizi de küfürleri ve zulümleriyle senden perdeleyen güçlere karşı bize yardım et.
Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize tarafından rahmet bağışla. Lütfü en bol olan sensin.
“Rabbimiz! …kalplerimizi eğriltme…” senin tarafına yönelmekten, seninle ( Rızanla) buluşmak için çalışmaktan, senin kapında durmaktan, dünya sevgisiyle sınamak, hevamızın galebesiyle denemek, nefse ve sıfatlarına meyletme duygusuna kapılmak, nefsin nasip ve lezzetlerinin yanı başında beklemek suretiyle kalplerimizi eğriltme. “Bizi doğru yola ilettikten sonra…” Nurunla bizi müstakim yoluna ve dosdoğru yoluna, veçhinin işaretleriyle kerim cemaline ilettikten sonra “Bize tarafından rahmet bağışla.” Bir rahimiyet bahşet; sıfatınla sıfatlarımızı, nurlarınla karanlıklarımızı sil. “Lûtfu en bol olan sensin.”
“Ey Rabbimiz! İman ettik..” fiillerinin ve sıfatlarının nurlarına. “bizim günahlarımızı bağışla.” zatınla varlıklarımızın günahlarını bağışla, ört. “bizi ateş azabından koru.” ayrılık ve kalıntı varlığının ateşinden koru.
Ey rabbimiz, Geceyi gündüze katar, gündüzü de geceye katarsın. Ölüden diriyi çıkarır, diriden de ölüyü çıkarırsın. Dilediğine de sayısız rızık verirsin.
De ki: Mülkün gerçek sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin ve mülkü dilediğinden geri alırsın. Dilediğini yüceltir, dilediğini de alçaltırsın. Her türlü iyilik senin elindedir. Gerçekten sen her şeye kadirsin.
Âmin.


Salih İslamboli(İstanbuli)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder