Diken dala, dal yaprağa, yaprak goncaya hayran! Dal dikensiz, yaprak dalsız, gonca yapraksız olmaz! Nefis can'a, can bedene, bedense ruha hayran! Can nefissiz, beden cansız, ruhsa bedensiz olmaz.!

YÜREK KEMALDEDİR!

Kişi hak denilen şeye bir kere kendini kaptırırsa eğer, onun derinliğinde kaybolur. İnsanın sağlamken söylediğiyle arazlı söylediği birbirinden çok farklıdır. Allah esirgesin. İnsan o halde söylediğini hak zanneder. O öfke halinde, haset halinde..O halde söylenen her şey şeytana aittir. Allah muhafaza. Öfke şeytandandır!!
Çeşme su akıyor, çeşme zehir akıyor, ikisi de çeşme! İkisinden de akıyor. Akıyor da birinden su, birinden zehir akıyor. Kendi kabahatine çare bulmak için çeşmeyi ve akışını suçluyor. Ben varım, yaşıyorum, Allah yarattı, öyle oldu, böyle oldu gibi bin türlü bahane ile kişi kendi nefsinden kaynaklanan o fenalığa meşrutiyet kazandırıyor. Olmaz. Allahtan utan, sığın, kork! Tövbe! Allahım ben bilemedim de! Bunu her gün söyle. Bu gün ben ne yaptıysam Allahım affet..Tövbe. Konuş, Cenabı Allahla konuş.
Uzak zannediyoruz Allahı kendimizden. Yahu nasıl olabilir. Yaradan yarattığından nasıl uzak olabilir. Secde et! Zevk al!
Allahımız bizim, Rabbimiz bizim!
Esmalarıyla tarif etmiş kendisini, canlandır, hayal kur! Şekil deme! Allah şekilli değil!!
Öyle bir mana kazandır ki o mananın karşısında azametinden secde et!
Allahuekber dediğinde bir düşün ne ifade ediyor.!
Allah!
Herkesin “Allahuekber” dediğinde yere yıkılması gerektir…
Öfke, haset, kıskançlık, gıybet Şeytandandır. Her kim ki bu hasletlerden birine sahipse bilsin ki şeytanın onun üzerinde hükmü var! Bundan kurtulmadıkça ne bu dünya ne ahret hayatında kendisine bir huzur beklemesin…En önemli tesir, Şeytan ve nefsaniyetidir!!
“İYİLİK TOPRAĞA EKİLEN TOHUM GİBİDİR”!
İnsandaki en büyük hayr, hayr tohumunu ekmeyi becerebilmektir! İnsan tabiatı hayra yakın şerre uzaktır.
“HAYR İNSANIN PEŞİNDEN KOŞAR, İNSAN ŞERRİN PEŞİNDEN KOŞAR”!!
Hayr, cenabı hakkın izniyle zuhur bulmak için gayret peşindedir. Şer kendisine mecra bulamadığı için kendi tohumunu yetiştirecek mecra peşindedir!
“BEYNİNLE ANLAMAYA ÇALIŞIRSAN YORULURSUN! KALBİNLE ANLAMAYA ÇALIŞ”!
O zaman rahat edersin. Bir mesele kulaktan beyne giderken aslında kalbe iner.
KALP KABUL EDERSE BEYİN MÜTEALA EDER!
Kalp kabul etmese beyin reddeder. Akıl dediğin şey sadece dış dürtülerle harekete geçen şeylerdir. Başlı başına faaliyet gösteren şey değildir akıl!
Kendi başına asla faaliyet göstermez. Mutlaka bir dış etkene ihtiyaç vardır. Değil mi?
Ya duyacak, ya görecek, ya koklayacak, ya tadacak, ya dokunacak!!
Bunların olmadığı bir ortamda aklın herhangi bir faaliyeti olur mu?
İşte aklı doğru şekilde kullanabilmenin yolu duyu organlarını doğru şekilde hareket ettirebilmektir.!
Gül koklarsan gül düşünürsün!
Tatlı yersen tatlı düşünürsün!
Hoş yere dokunursan hoş görünürsün!
Güzel söylersen güzel düşünürsün!!
Bu kadar birbirinden ayrı ve keskin. Akıl böyle acayip bir şey. Onun için bütün bunların dışında beş duyu organın ve aklın dışında bize hayatiyetimizi hissettiren tek şey kalbimizdir.
Aklın mutlu olduğundan yürek hüzünlenebilir!
Aklın zevk aldığından yürek kederlenebilir!
Akıl cehaletle hareket eder!
Yürek kemaldedir!
Vesselam.

İslamboli

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder