Diken dala, dal yaprağa, yaprak goncaya hayran! Dal dikensiz, yaprak dalsız, gonca yapraksız olmaz! Nefis can'a, can bedene, bedense ruha hayran! Can nefissiz, beden cansız, ruhsa bedensiz olmaz.!

Batın daki hallerin hasedi zahirdekine nisbeten çok daha ağırdır, insanlar batındaki hale akıl erdiremediklerinden hasetlerini zahire taşırlar ve muamelatlarında çirkinleşerek hem kendilerine hemde etraflarına zarar verirler. 
Zahirdeki herşeyi insan aklıyla ve duygularıyla belki seçip yönlendirebilir lakin batıni olana ne el ne de dil değmediğinden müdahale imkanı ancak daha yüksek olan gönül ve ruhani kuvvetle mümkündür.
Zanlar ve kendince kanaatler insanın ruhaniyetini o hased edilen kişinin ruhani kuvvetinde daha da zayıflatır ve küçültür. Sonrasında oluşan her müdahale yusufun kuyusu misali düşeni içerisinde yaşamaya mahkum eder.

İslamboli

*batındaki hallerini zahire yansıttıklarında, hala batında kalan nedir?

-Mana aleminde kişiye biçilen elbiseden herkes haberdar olabilseydi zahirde de mana alemindeki gibi yaşardı insanlar, halbuki dışardan bakıldığında çok farklı hatta acaip gibi görülen pek çok şeyin hakikati ancak erbabınca bilinir. Kimi zaman dışardan bakıldığında insanda görülenler manayı saklamak için olabilir, kimi zamanda bir hizmetin icrasıdır lakin zahirde görünen farklıdır hatta belki o işi gören bile farkında olmayabilir. 
Hased ise nefsin zorlamasıyla ve aklın zayıf düşmesiyle hasıl olur ki kişinin olan işi hayra yorması ve muhatabının liyakat ve kudretini ölçmeksizin kabullenmesi gerekir.(İslamboli)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder