Diken dala, dal yaprağa, yaprak goncaya hayran! Dal dikensiz, yaprak dalsız, gonca yapraksız olmaz! Nefis can'a, can bedene, bedense ruha hayran! Can nefissiz, beden cansız, ruhsa bedensiz olmaz.!

Kaf nedir? Zümrüd-ü Anka nedir?

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM,
Kovulmuş olan şeytan ve şeytan gibi olanlardan, her türlü fitne ve fitnecilerden, nefsimizin ve hevamızın zulmünden ve iğva larından CENABI RABBUL ÂLEMİNE SIĞINIRIZ.
SELAM VE SELAT,’’O’’ RAHMAN VE RAHİM OLAN MEVLAMIZIN PAK RESULÜ İKİ CİHAN GÜNEŞİ VE EFENDİSİ, İNSANLIĞIN İFTİHAR KAYNAĞI YARADILMIŞLARIN İLKİ VE SAHİBUL ŞEFAAT OLAN AHMED, MAHMUD, MUHAMMED, MUSTAFA S.A.V EFENDİMİZ, PAK EHLİ BEYTİ VE SAHABE’İ GÜZİN EFENDİLERİMİZ ÜZERİNE OLSUN.
VE YİNE O NUN YOLUNDA İZ VE İŞARETLERİYLE ÜMMETİ HAK YOLUNA TAŞIYAN EVLİYA VE ESFİYASINA SELAM İLE HİMMET VE NAZARLARINI TALEB EDERİZ. SAHİBUTTARİKAT SULTANIMIZ ŞEYH MUHAMMED NAZIM HAZRETLERİNİN YÜCE İHSAN VE İLHAMATIYLA BAŞLARIZ, MEDED YA SEYYİDİ, YA SULTANUL EVLİYA.


Kaf nedir?
Zümrüd-ü Anka nedir?
Kafdağı mutlak ulaşılması gereken menzildir. Zümrüd-ü Anka ise kişiyi o menzile götürecek olan vasıtadır!


Yaklaştıkça biz uzaklaşır mı? Hayır, Kafdağı uzaklaşmaz!

Biz yaklaştığımızı zannediyoruz! 

Yol engebeli olduğu için insana öyle hisler gelir. Hâlbuki bir menzile varmak için çok dağları çok tepeleri aşmak lazım. Her gördüğümüz tepeyi, yüksekliği Kafdağı zannedersek varacağımız yer bizi yanıltır.
Bu hayat ne için var? Bu hayat ölmek için var. Tek farkı ölürken doğru ve arzu edilen şekilde ölebilmektir. Zira beklenti bir kapıdan geçmekse eğer şu veya bu şekilde herkes o kapıdan gider marifet o kapıdan geçmeyi becerebilmek!


Nasıl geçmeli? Ya Elinde anahtarla, kilidi bularak..yada kapıyı çaldığında sana hoş geldin diye içeri buyur eden biri olacak..


İNSANI KAF DAĞINA TAŞIYACAK OLAN KENDİ BİNEĞİDİR!
ÇÜNKİ KAF DAĞININ YOLUNU ANKA KUŞU BİLİR!


Nerden bulalım bu Anka kuşunu? Nasıl çağıralım? Nasıl haber gönderelim de bizi de Kaf dağına götürsün Kaf dağına taşısın!
Kaf dağının ne olduğundan haberi olmayanın, Kaf dağını talep etmesinin manası nedir! Ya da Zümrüd-ü Ankayı sadece duymaktan ibaret olan bilgisinin, kişiyi Zümrüd-ü Ankaya kavuşturmasına imkân yok!
İmkânsız!
O halde öyle olmalısın ki, Zümrüd-ü Anka sana talip olmalı. Gel seni götüreyim Kaf dağına demeli…
Laf çok insanlarda, herkes her şeyi biliyor!
Olur mu?
Büyükler merkez olmuşlar hep, daire hep merkezin etrafına çizilir. Pergelin ayağı ne kadar geniş olursa olsun merkez değişmez! 

Dünya merkezin çevresinde dönüyor, güneşin etrafında dönüyor. Demek ki güneş merkezdir.

GÜNEŞ GİBİ OL! AYDINLAT! ISIT! Ama gerektiğinde YAK! YIK! YOK ET!


İşte o zaman, hem temkinle hem arzuyla yanaşırlar yanına. HİÇ KİMSE GÜNEŞSİZ OLMAZ!
Yakınlaştıkça tehlikesi artar, o mesafeyi koruyup gözetebilenler, o güneşten menfaatleniyorlar her daim!


İşte, sen merkez olmayı becerebilirsen ZÜMRÜD-Ü ANKADA senin etrafında gezinir!


KAFDAĞI SENDEN UZAK DEĞİL!
Zümrüd-ü Ankayı uzaklarda arama. Sen göremiyorsan yok değil ki, talebin önce kavuşmak olmalı ki, önce tanımak görmek olmalı ki kavuşmak bir mana ifade etsin!
Seni götürüp Everest dağının bir tepesine koysalar burası Kafdağı deseler, değil diyebilir misin? Götürüp seni Ağrı dağının tepesine gözlerin kapalı koysalar da açsalar tepede gözünü deseler ki, burası Kaf dağıdır! Hadi bakalım!
Değil diyebilir misin? Neyin peşinde koşarsın? bilmediğin şeyin!
AŞK! AŞK! AŞK! Diye tutturur millet!
Neye âşık olduğunu bilmeden tutturur. Sonra bulur, bulduğuna bu değil der!
Bu yalandır, bu oyalanmaktır ancak!
Asıl olan şey tanımaktır. İşte tanımanın yolu, alçaklardan geçiyor. Yukarılarda olmaz. Artık yukarısı menzilden çıkmıştır, yukarısı artık olmuştur!


“YAKINLAŞMAK YANMAKSA EĞER BEN YANMAYI TERCİH EDERİM”!


Bu AŞK’ın ifadesidir!


Âlimler derler ki, biz yanmayalım, seyredelim! Zamana ve akıla sınırlandırırlar varlığı. Bizim idrakimizde varlık zamana sınırlı değildir. Yani yanmak diye bir şey yoktur aslında! Çünkü yanmak dediğin şey yananın tezahürüdür. Acayip iş! Yanmak yananın tezahürü ise sen nesin, kimsin, nerdesin? Erenler sözcüsü yunus ermemin dediği gibi ilim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendin bilemezsen bu nice okumaktır?


Demek ki zümrüd ü anka dediğin şey senin nefsindir! Ey akıl neyin peşinde koştuğundan haberin yok, ne yazık! Daha kendinden bi haber iken Kaf dağından haber sorarsın. nefs bineğinin ağzına vur gemi, at sırtına eğeri ve bin bakalım üstüne seni nerelere götürüyor?
Aradığın, merak ettiğin, görmek istediğin şeyler uzakta değil lakin seni ona taşıyacak bineğin sana izin vermiyor da boşa tüketiyorsun ömrünü.


İşte tarikat ve tasavvufun büyükleri insanlara bu bineğe binmeyi öğretirler, gayretleri bunadır.

Sana seni öğretirler ve sen sana aşina oldukça ayaklarının yerden kesildiğini görürsün, başkalarına gizli olanlar sana açıklanmaya yakınlaşmaya başlar. 
Bunu anladıysan zaten kâfidir, başlarsın yola dizilmeye o kervanın peşinden, yok hala anlamadıysan sana lazım olan şey kendine bir bakman ve sonra neden diye sormandır vesselam.
Ve minallahuttevfik,


Salih İslamboli

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder