dedi
ki;
mal
bıraktın, mülk bıraktın, üşüştük,
biz üç kuruş
para için dövüştük,
kavga ile
riya ile bölüştük,
mezarında
huzur ile yat baba..
evlatların
etsinler diye rahat,
yemedin
geçindin kıt kanaat,
evladından
sana olsun nasihat,
o dünyada
malın varsa sat baba..
Şimdi bu
dünyanın yalancı olanına ihtiras gösteripte, ahiretin gerçeğinden uzak kalanın
aklına ne denir ki..Ahmak denir. Efendim diyor ne yapalım, dünyadan vaz mı
geçelim, dünyayı terk mi edelim. Yoo..yook..Paran olduğu halde, her şeyi almaya
muktedir olduğun halde, doydum diyorsun yemek yiyince ..İşte bu dünya hayatı
doyup doymamakla alakalı..İnsanı ihtirasa sürükleyen şey doydum diyememek. Eskiden
ecdadımızda bir usul vardı, müşteri çarşıya gittiğinde esnaf siftahı etmişse
komşum yapmadı git ondan al derdi..Müşterisini komşuya sevk ederdi, bu ahiret
hayatını göz önüne alarak olur ancak, yoksa açgözlülük yapan insan ayağına gelmiş
müşteriyi geri çevirir mi.. Her yaptığında ahirete ne götüreceğini
hesaplamalı insan..Namaz kılıyoruz bu dünya için mi, oruç..Bu dünya için mi, yaşıyoruz
bu dünya için mi, hayır! Asla bu dünya için yaşamıyoruz, her nefs ölümü
tadacaktır, ondan geldik ona döneceğiz,ona geri çevrileceksiniz..
"Kısa bir yolculuğa çıkacak adam evdeki eşyasını sırtına yükler
mi?"
İslamboli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder